asıl meramı anlatacağım hiç merak etmeyiniz. fakat öncelikle türk feministinin veya niyetleri belli bazı çevrelere göre türkiye feminist hareketinin bazı açmazlarından, kimi iler tutar yanı olmayan -hadi argoya girmeyelim- zeka yoksunluklarından söz etmek istiyorum. dünyadaki feminist hareketleri tetkik edecek vaktim olmadığı ve biraz da tembel olduğum için oralardaki feminist hareketin düzeyinden bahsetmenin doğru olmayacağı kanaatindeyim. ilk evvela feminizmin gerçekten bir ideolojik derinliğe sahip olup olmadığı tartı$ılması gereken bir husustur. hatta ondan önce ideoloji kavramının ne anlama geldiğine bakalım; ideoloji: dünya ve toplum hakkında birbirleriyle tutarlı olan inanç ve düşünce sistemi. (bkz: #1941960) yani bir akıma ideoloji adını verebilmek için bir bütünlük arz etmesi, bir toplam kanaati yansıtması gerekmektedir. o bakımdan feminizmi iyimser bir yakla$ımla bile yalnızca bir "akım" olarak görebileceğimizi, "feminist ideoloji" adı verilen $eyinse toplumun beynini sulandırmak suretiyle kimi çevrelere çıkar sağlamak adına tesis edilmi$ bir palavradan ibaret olduğunu tespit etmemiz elzemdir. bu, ileride de anlatacağım üzre diplomatik münasebetlerimiz bakımından da stratejik öneme haizdir.türkiye feministlerinin genel zihnî yapısını ve kısmen ba$arıya ula$tıkları bazı eylem ve davranı$larını ise $u maddelerle özetlemek mümkündür: - pozitif ayrımcılık adı verilen saçmalığa dayanarak; bir kadın bir erkek ile aynı i$i yapmasa da, farklı i$ler yapsalar da, aradaki bilgi, birikim, kalifikasyon farkı uçurumlar kadar da olsa ayni ücreti almak. -çünkü kadındır o, öyledir çünkü haklıdır. direne direne kazanacaktır-.- millî ve manevi bazı değerlere, atadan babadan kalma bir takım gelenek göreneklere, ritüellere son derece saygısızca bir üslûpla, kepazelik derecesine varacak bir vurdumduymazlıkla saldırmak ve tüm bunları gerçekle$tirdikten sonra barı$ sevgi ve dostluktan, a$ktan söz edebilmek, ödp mitinglerinde ön sıralara geçmek, ka$ını gözünü oynatarak kolunu sallaya kavraya slogan atmak.- türk medenî ya$amının vazgeçilmez bir unsuru olan aile mefhumunun temellerini; çiftler arasındaki cinsel uyuma çomak sokmak, karı koca arasında her zaman geçebilecek kimi tatsızlıkları büyütmek suretiyle sarsmak. taparcasına sevdiği bir kocası ve 2 mükkemmel çocuğu olan ev hanımlarını yuvasız bırakıp, kadın sığınma evlerine "dü$ürmek".- hukuk devleti, sucuk devleti gibi söylemleri ağzına adeta pelesenk edip, ondan sonra mahkemelerin aldığı kararları seviyesiz ve laubali bir tavır takınarak ele$tirmek.hasılı kelam, feminizm dediğiniz $ey veya türkiye'deki feminizm dediğiniz $ey bunlardan ibarettir. ba$ka da bir numarası yoktur. onun için, türkiye'de var olan ciddi tüm ideolojilerin bir bakı$a sahip olduğu millî ve manevî değerler konusunda tam bir aymazlık içerisindedirler, ki bu da feminizmin asla bir ideoloji olarak değerlendirilemeyeceği tezimin ne kadar güçlü olduğunun açık bir göstergesidir.
(nasilbirdemokrasiistiyoruz, 11.03.2009 12:36)
28 Mart 2009 Cumartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder