5 Nisan 2009 Pazar

akp'ye oy verenlerin yüzündeki ışık

sokaklarda yeri geldi mi bir amaç için, yeri geldi mi de amaçsızca dola$mayı severim. toplumla, toplumun o sıcacık atmosferiyle ısınmayı çok severim. bir in$aat için açılmı$ çukuru izleyen i$siz ve emekli adamların arasında bulunmayı, çukurdan çıkan suyun tarihçesini, yeraltı sularının günden güne azaldığını anlatan ya$lı adamın hayat, dünya ve alem hakkındaki dü$üncelerini dinlemeyi zevkli bulurum. o adamlar, o hikayeler, o sular ve o anılar hep bu topraklardandır. onlar, sorosçu vakıflar, feministler ve e$cinseller ve despotik laikçi sözde demokrat darbeciler gibi yapay değildirler çünkü. sıcaktırlar. sıcak oldukları için bu topraklardan birilerini görünce kar$ılarında, dertleriyle dertlenen birilerini gördüler mi severler, saygıda kusur etmezler. yaradılanı yaradandan ötürü sevmek gibi bir hasletleri vardır çünkü. mevlana celaleddin rumilerin, dadaloğluların, pir sultanların torunudur onlar. i$te onun içindir ki tepeden inmeci despotlar, akp'ye oy veren kitlenin yüzüne yansımı$ ı$ığın kaynağını bilemezler. yoksulluğun acısını, kömür kokulu evlerde büyümenin ne demek olduğunu bilemedikleri gibi. kızılay'a sokulmayan naif köylülerin torunlarını anlamaz onlar, anlayamazlar. ı$ık, i$te o ı$ık, o ı$ıktır ki bir gün milletin değerlerinin bu topraklarda hakim olacağının garantisi, üniversiteye sokulmayan kızların çocuklarının bir gün layık olduğu yere kavu$acağının, gecekonduluların da bir gün hayattan hakkını alabileceğinin garantisi. ben, o ı$ığa bütün içtenliğimle, inanıyorum.
(nasilbirdemokrasiistiyoruz, 04.04.2009 18:46)